30 Temmuz 2014 Çarşamba

| MRSİSBECEREN'S BLOG | sahibesi BÜSRA İSBECEREN Röportajı



Yeni bir posttan herkese merhaba...


Yeni bir röportajla geldim bugün de.
Bu kez konuğum Büşra İşbeceren... Nam-ı diğer  Mrs. İşbeceren...    




Kendisi mrsisbeceren.blogspot.com.tr  blogun sahibesi. O kadar sempatik, o kadar içten ki... Ben bunu mailleşmelerimizden anladım ama eminim Büşra'yı yüz yüze tanımak ayrı güzeldir.Bu konuda ailesi,arkadaşları,bil hassa da eşi çok şanslı. :)  Kurdele

Ona soru hazırlarken o kadar zorlandım ki anlatamam.Çünkü hakkında çok az bilgiye sahibim ve Instagram hesabında olsun, blogunda olsun beni aydınlatacak bilgiler bulamadım. Ama sadece kendisiyle ilgili bilgiler yok, yoksa blogu birbirinden güzel bilgilerle dolu. Bir kere girseniz ordan oraya geçmekten blogu terk edemezsiniz. Bu bir blogger için çok hoş bir durum,umarım böyle devam eder ve bol takipçileri olur. :) 

Soruları güçlükle hazırladım fakat bir o kadar da içime sinen sorular oldu... Eminim, O da cevaplarken içine sinen cevaplar vermiştir ve umarım  siz de okurken zevk alırsınız... Göz kırpan yüz

Gelelim röportaja... 
Keyifli okumalar diliyorum... :)




1- Öncelikle seni biraz tanıyalım mı? Kimdir Büşra? 

Büşra 26 yaşında, hayatta hep şanslı olduğuna inanan ve şanslarının başında ailesi ve eşi geldiğini bilen, işini çok seven bir beden eğitimi öğretmeni. Gülen yüz (siyah ve beyaz)


2- Blog yazmaya ne zaman ve nasıl başladın?

Bloga 2011 yılında Van'a atandığımda merak sardım. Bol bol vaktim varken bir şeyler karalamak istedim. Ama nereden başlayacağımı bir türlü bilemedim. Yazıp yazıp defalarca sildim. Geçen sene kuzenimin "yazmalısın, insanlar düşüncelerine önem veriyor" diye beni yüreklendirmesiyle ilk blog yazımı yazdım. Birinci günde 2000 kez okunması beni gerçekten mutlu ettiGülen yüz (siyah ve beyaz)️ Başlangıç için harikaydı tabi benim için. Böylelikle hala (çok aktif olduğum söylenemese de) yazmaya devam ediyorum. Gülen yüz (siyah ve beyaz)




3- Blog yazmak sana neler kattı? Hobi dışında neler kazandın blogla?

Blogu hala Instagramın önüne alamadım. Instagram çok pratik ve eğlenceli geliyor. Blog sanki daha resmi. Instagram elimin altında tepkileri cevapları hemen aldığım, birçok şey öğrenip bir sürü tatlı arkadaş edindiğim için günlük aktivite olarak kullanıyorum. Blogu daha çok kalıcı olmasını istediğim, insanların bazı sorularına cevap olarak bulabilecekleri konuları, tarifleri bulmaları için. Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ 


4- En çok hangi konularda post yazmayı seviyorsun?

En çok deneyimlerimi paylaşmayı 
seviyorum. Örneğin kullandığım eşyalar, hangisinden neden memnunum? Bu beyaz eşyada olabilir, makyaj malzemesi de. En yakın çeyiz deneyimi yaşadığım için sık sık çeyizle ilgili yazmaya çalışıyorum. Çünkü benimde bloglardan fikir edindiğim çok oldu.️ Tarif yazmayı da seviyorum. Ama asla kafamdan uydurduğum bana özel tarifler değil. Ya annemden, bir arkadaşımdan öğrendiğim yada orada burada denk geldiğim ve yapmayı sevdiğim, tarifi istenilenleri yazıyorum.  


5- Seni en çok ne mutlu eder Büşra?

Sevdiklerimin sağlıklı ve huzurlu olması.




6- Alışveriş yapmayı sever misin diye soracaktım ama hangi bayan sevmez değil mi? :) En çok nelere harcama yapmayı seversin,özellikle yeni evli olarak?

Her bayan gibi bayılıyorum alışverişe.Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ Önceleri kıyafet, ayakkabı, çanta derdindeyken şimdi kesinlikle evime harcama yapıyorum. Mutfak eşyaları, dekoratif ürünler, oda parfümleri bide daha çok kişiye özel üretilen her şeye bayılıyorum. Resimli bir bardak yerine üzerinde B harfi olan bardak mesela.



7- Fotoğraf sevdalısısın. Bize biraz bundan bahseder misin?

Fotoğraf çekmeyi de çektirmeyi de çok seviyorum. Kendime profesyonel bir makine almıştım. Bir türlü geliştiremedim bu konuda kendimi ama olduğunu bilmek bile mutluluk benim için.Gülen yüz (siyah ve beyaz)


8- Beden eğitimi öğretmenisin.Mesleğe hala devam değil mi? Nasıl zaman ayırabiliyorsun hem bloga hem öğretmenliğe?

Mesleğe devam.️ Mesleğim de 5. yılı devirdim. Kimse inanmasa da baya eskiyim. Öğretmenlik çalışma saatleri nedeniyle birçok şeye engel değil. Zaten blogu, interneti iş değilde hobi olarak yaptığım için ikisi de tıkırında.Gülen yüz (siyah ve beyaz)




9- Instagramda masa düzeni ile ilgili çok fotoğraf gördüm. Tasarıma meraklı mısındır?

Ben ne zaman çeyiz almaya başladım işte o zaman bu zevklerim, ilgim ortaya çıktı. Bir de günümüzde o kadar güzel, renkli ve yaratıcı eşyalar var ki, insan kendi evini bunlardan mahrum bırakmak istemiyor. Instagramın etkisi de büyük bence. Birisi masa düzeninizi görüp beğenince pekişiyorsunuz ve daha güzelleri için kolları zevkle sıvıyorsunuz. Gülen yüz (siyah ve beyaz)


10- Bu soru favorilerim arasında,sormadan edemeyeceğim. :) İlk yazını nerede ve nasıl yazdın?

"Artık yaz" ısrarlarına dayanamayıp önümde duran düğün fotoğraflarımdan ilham alarak evimde içimden gelenleri karaladım, amatörce. Gülen yüz (siyah ve beyaz)




11- Post hazırlayacağın zaman nelerden ilham alırsın?

Daha çok Instagramda gelen sorulardan ilham alıyorum. En merak edilenleri yazmaya çalışıyorum.


12- Güzellik ve bakıma düşkün olanlardan mısın? Özel olarak kullandığın ürünler var mı?

Aşırı düşkün olduğumu söyleyemem. Kendim elimden geldiğince bakımımı yaparım. Bir eyeliner, bir kırmızı ruj, benim için güzellik demek. Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ Ekstra olarak kullandığım özel bir ürün yok.


13- Mrs. İşbeceren olmadan önce nasılsın,şimdi nasıl? Yani farklılıklar olmuştur mutlaka. Bize biraz anlatır mısın?

Tamamen aynıyım, daha sosyal ve daha merak edilen biri olmanın dışında. Gülen yüz (siyah ve beyaz)


14- Hobilerin neler peki Büşra?

Yeni yerler görmek, kitap okumak, yazmak.


15- Blogunda gelecekte izleyicilerini neler bekliyor. Ufukta belirlenmiş planların,projelerin var mı?

Her an her şey olabilir. Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ Tamamen içimden geldiği gibi ilerliyorum. Kalıbı, sınırı yok blogumun. Ama ilk hedefim yeteri kadar kendisine ilgi göstermek. Gülen yüz (siyah ve beyaz)




 Hadi seni biraz daha yakından tanıyalım. Ne dersin?

• Favori rengin?
Kırmızı

•En sevdiğin gün?
Cuma

•Şu sıralar modunu en çok yansıtan şarkı?
Kulağıma hoş gelen her şeyi dinliyorum. Tek bir şarkı seçmek güç.Gülen yüz (siyah ve beyaz)

•En rahat olduğum yer?
EvimGülen yüz (siyah ve beyaz)

•En sık gittiğin mekan?
Baba evimGülen yüz (siyah ve beyaz)

•Yaz mı,kış mı?
Yaz.

•En sevdiğin yemek?
Yaprak sarma.

•Düzenli olarak takip ettiğin blog var mı?
Düzenli olarak değil ama ilgimi çeken paylaşımlara denk geldiğimde yada bir şeyi merak ettiğimde googledan yardım alarak ne var ne yok incelerim.

•Senden dizi ve film önerisi istesem?
Düzenli izlediğim bir dizi yok, film hafızamda pek iyi değil.Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ Hatta film izlemeyi çok sevdiğim söylenemez.Gülen yüz (siyah ve beyaz)

•Olmazsa olmazın?
Bence olmazsa olmaz diye bir şey yok hayatta. 

•Kullanmaktan,almaktan asla vazgeçemem dediğin bir eşya,nesne?
 Eyeliner ve kırmızı rujumGülen yüz (siyah ve beyaz)


Geldik röportajın sonuna.. Benim sormayı unuttuğum,senin bahsetmek istediğin bir şey var mı ?

İnsanların beni takip ederken eksiklerimi aramasından, açığımı kolladıkları hissinden nefret ediyorum. Kusursuzum, mükemmelim diye hic bir iddam olmadı. Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ Hepimiz aynı şeylerden hoşlanmayabiliriz ve kimse kimseyi takip etmeye mecbur değil. Eleştirinin dozunu iyi ayarlayan, yapıcı, hayata pozitif bakan, fesat olmayan insanlar takip etsin lütfen beni. Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ Her defasında bunu belirtmek istiyorum çünkü kusursuzluk misyonu yüklemek isteyenler olabiliyor. Ben sıradan bir insanım. Kendime göre benimde hatalarım, kusurlarım var. Beni seven böyle sevsin, yormasın. Gülen yüz (siyah ve beyaz)️ 
Sana da bu röportaj teklifi için çok teşekkür ediyorum. Ellerini bir araya getirmiş kişi Ben çok keyif aldım. Umarım kendimi doğru ifade edebilmişimdir ve okuyanlarda keyif alır. Sevgilerİki kalp




Bu keyifli röportaj için asıl ben teşekkür ederim  Mrs.İşbeceren.. Umarım bir gün yüz yüze de görüşebiliriz..  :)

*****

Sürc-i Lisan ettiysem Affola... ;)

Görüşmek üzere...


28 Temmuz 2014 Pazartesi

Dizilerde Tretman Eksikliği



Merhaba .. 
İyi Bayramlar diyeyim öncelikle... :)
Umarım bayramınız iyi geçiyordur. Sevdiklerinizle,mutlu mutlu...
Aman aman, Allah bozmasın, daim etsin inşallah.. :)



*****



Bugünün post konusu dizilerde tretman eksikliği... 
Bildiğimce, dilimin döndüğünce bahsetmek istedim bu konudan...
Yanlışım varsa affola şimdiden...




Dizi sektörü aldı başını gidiyor. 

Kış sezonu olabildiğince yoğundu. 
Bitenler... Başlayanlar... Asılı kalanlar... Sağ çıkanlar... 
Yaz sezonuna beklediğim kadar yoğun başlamadık açıkçası. Daha natural daha fresh giriş yaptık. 

Bu ağır almanın sebebi yeni sezona hızlı gireceğimizin bir sinyali de olabilir,kim bilir.
Nitekim de öyle olacak gibi. Şimdiden sezona giriş yapacak dizilerin listesi aldı başını gidiyor. 
Allah çalışanlara kolaylık,izleyenlere sabır versin. Çünkü bir çok diziler çakışacak ve bu iş (en azından benim için) büyük sıkıntı yaratacak. Ay bir de benim okulum,işim,derslerim,sınavlarım var ki.. Bunun arasına onca filmi onca diziyi nasıl sığdıracağım hiç bilmiyorum... 
Bakalım,kısmet. :)




Farkındaysanız biten dizilerin çoğunun temelinde sorun var.. Yani yanlış anlaşılmasın ama iskeletinde bir eksiklik var. Bunu hiç dizi izlemeyen,bu konuda hiç bilgisi olmayan insanlar bile anlayabilir.
-Ki ilk farkeden ben değilim... Bu konuyu twitterda @raninimanini dile getirmişti,ben de tretman eksikliği olduğunu düşünüyordum ve Ranini'den sonra yüz bularak ve belki de haddim olmayarak bu konudan bahsetmek istedim.

Şöyle düşünün bir bina yapıyorsunuz, dört dörtlük yapısı var,dışı kız gibi, kullandığınız malzemeler son model fakat, temeli çürük. 

O binadan ne hayır görebilirsiniz. 
O bina ne kadar süre ayakta kalabilir? 

Öncelikle mimarı sağlam olmalı ki çizimler kaliteli olsun,çizimler önemli, çizim bir binanın iskeletidir, sonra çalışanları, işçileri. Daha sonra malzemeleri sağlam olmalı ki  binanın temeli de otursun. Değil mi?

Diziyi de bir bina olarak düşünün...
Her şeyi ama her şeyi önemli.. En ince ayrıntısına kadar..
Yönetmeni,senaristi,yazılan senaryosu,ekibi,asistanları,kameranları,sesler,mekan seçimi... Hepsi..

Ama en önemli çizimi... Yani iskeleti.. Yani tretman !

Tretman bir dizide en önemli şey bence. Düşünsenize iskeletsiz bir binayı. Az önce anlattık nasıl sonuçlarla karşılaşabileceğimizi.




"Tretman ne ki" diye soranlara;

Sinopsisin biraz uzunu,senaryonun biraz kısasıdır. Daha açık bir dille söylemek gerekirse;
En fazla 20-25 sayfalık bir metindir -ki bunun 70-75 sayfa olabileceğini de söylerler. Dizi de neyin nasıl anlatılacağını açıklamaya yönelik bir metindir. Temelinde çok fazla ayrıntıya yer verilmez ama birkaç replik barındırabilir. Dizinin veya filmin nasıl başlayıp nasıl biteceğine yönelik ayrıntılar içerir. Şimdiki zamanda ve üçüncü kişi ağzıyla yazılır olaylar. Ayrıca dizide önemli karakterlerin betimlemesi ve karakterler arası ilişkiyi de anlatır.

Aslına bakılırsa senaryo ve tretman birbirinden farklı,ayrı şeyler değil. Tretman, senaryonun iskeleti ve dediğim gibi iskelet ne kadar sağlam olursa,senaryo da o kadar güçlü olur.

Yani kısaca;
Tretman projeyi yapımcılara ve ajanslara pazarlama metnidir.




Bilemiyorum.. Yani kimseye yargısız infaz yapmak istemem ama günümüz dizilerinin bir çoğunda tretman eksikliği görüyorum ben nedense. Tabi ki herkes yazmak zorunda değil ama yazılmadığı zaman da biraz havada kalıyor hissi verdi diziler bana,sonuçları da maalesef tam olarak beklediğim gibi oldu.
Ya erken final yaptılar... Ya da "erken" finale bile değer bulunmadılar... 
İsimlerini tek tek saymama gerek yok sanırım... 
Biten,yayından kaldırılan birçok dizinin nasibi tretman eksikliği değil de neydi??




Ben bir izleyici ve çaylak bir yorumcu olarak bunu gözlemlediysem profesyoneller neleri görmüştür siz düşünün...



Bu konu da bahsetmek istediğim bu kadar... 
Kısa oldu ama anlaşılır olmuştur inşallah.



Tek ricamdır;
Senaristler "tretmansız asla olmaz" desin...
:)


*****

Sürc-ü Lisan ettiysem affola..











20 Temmuz 2014 Pazar

| BENONUN BLOĞU | sahibesi BENO KIZ ile röportaj


Yeni bir posttan merhaba.

****
Geçen haftanın yazılarına gösterdiğiniz ilgi için tekrar bin teşekkür sizlere...
Beni o kadar mutlu ettiniz ki, anlatamam. Yeni çıktığım bu yolda bana bu desteği sağlayan herkese teşekkürlerimi borç bilirim. Umarım bundan sonrası için de beni heyecanlandıran,sizin keyifle okuyacağınız yazılar yazabilirim...
****



Bugün, bu postta size keyifli bir sohbet sunuyorum.




BENONUN BLOĞU sahibesi Beno kız ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Daha doğrusu ben sordum o cevapladı sağolsun.

Sitesinin doğuşundan ilk yazısına,koleksiyonlarından,hobilerine kadar konuştuk. Ama özellikle isminin nereden geldiğini öğrenince içim gitti. :) 

Beno o kadar tatlı o kadar içten ki , " keşke böyle bir insanla daha önceden tanışsaymışım" dedim.

Röportaja geçmeden önce;

 Ben onu Instagramdan tanıdım oradan sevdim. Dili o kadar şiirsel, anlatımı o kadar öyküsel ki, ben kendisini Edebiyat Öğretmeni falan sanmıştım, heyhat yanılmışım... :)

Şimdi sizi onunla, Beno Kız ile olan keyifli sohbetimizle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar :)




Merhabalar. Beno'yu biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Beno?
26 yaşımdayım, Üniversitede siyaset bilimi ve Uluslararası ilişkiler üzerine eğitim gördüm, ama bölümümle ilgili hayallerim yoktu... Okumayı ve yazmayı oldum olası hep sevdim, bir hayalim de bir gün bir blogum olmasıydı, zaten yıllardır her konudan biraz biraz yazıyordum ,ilk başta blog gibi kullandığım bir Instagram açtım ve daha sonra eşimin doğum günü hediyesi olarak adıma aldığı www.benonunblogu.com adlı web sitesiyle blog yazmaya başladım.


Blogun çok orijinal ve çok özgün. Blog yazmaya nasıl karar verdin?
Dedim ya bir blogum olması hayallerimden biriydi, çünkü paylaşmayı sevdim hep, küçük yaşlarımdan beri hep farklılıkları sevdim, bir şeyleri değiştirerek kullanmayı, sofralar kurmayı, dekorasyonu, tasarımı, renkleri, yeni fikirleri, üretmeyi, düşünmeyi, yazmayı... 
Yazmak ve paylaşmayı seviyorum, beni mutlu ediyor... Ama eşimin de desteği büyük, benim bu hayalimi bildiği için geçtiğimiz doğum günümde bana böyle bir sürpriz yapmış, çok mutlu olmuştum ve bir süre sonra tasarımını yaptırıp yazmaya ve paylaşmaya başladım.


İlk yazını nasıl yazdın peki? İlkler hep uğraştırıcı ve zordur. :)
Blogum aslında bir web site olduğu için kategorileri var, ilk yazım 'bir Beno varmış' kategorisinde, aslında kısaca kendimi tanıttığım bir yazıydı, ilkler uğraştırıcı, hele de kendini anlatmak daha da uğraştırıcıydı. :)





Blogunda genelde mutfağını gördüm ben. Oraya çok düşkünsün sanırım.
Aslında sadece mutfağım yok, ben web sitemde hayata dair ayrıntılar yazıyorum, paylaşıyorum, elbette ki içinde mutfak da var , yukarıda da bahsettiğim gibi, ben oldum olası mutfağı çok sevdim, yani Instagram sonrası böyle sunum sever ya da tabak çanak sever olmadım. :) 
Çocukken de evde masaları hep ben kurmak isterdim, renkli masalar kurmaya çalışırdım, üniversitede yaşadığım evimin mutfağı şimdiki mutfağımın minyatürüydü, yine rengarenk eşyalarım vardı, yani tabağa çanağa, mutfak eşyalarına hep bir düşkünlüğüm var kendimi bildim bileli...


Çok renkli ve kalabalık bir evin var,özellikle yine mutfağın. Renkli bir kişiliğin mi var? 

Evet aslında renkleri de ıvır zıvırları da çok seviyorum, boş duvar, boş masa üstleri sevmiyorum, bana mobilya mağazasındaymışım gibi bir his veriyor, ama öyle sevenlere de saygım sonsuz elbette... Herkesin bir zevki ve mutlu olduğu bir tarz var ama Beno böyle, hepsi neşe kaynağı, hepsi enerji benim için, çünkü ben bir evde yaşanmışlık hissini seviyorum o da işte böyle, zamanla eşyaların birikmesiyle oluşuyor.


Sanırım bir de koleksiyon olayın var. :). Mini sandalyeler görmüştüm Instagramda, "Ben yine farkında olmadan bir şeyler biriktirmeye başlamışım"   gibi bir not düşmüştün,yanlış hatırlamıyorsam. Var mı cidden böyle uğraşların ? 
Evet koleksiyon yapmayı çok seviyorum, çocukluğumdan kalan bir peçete ve annemden devraldığım bozuk para koleksiyonum var, üniversite yıllarında esimle birlikte başladığımız Schleich marka minik hayvan koleksiyonumuz var... Ve evet bazı eşyaların farkında olmadan koleksiyonunu yaptığımı fark ettim. ;) Kahve fincanı, tabak, minyatür eşya... Belki de vardır birkaç şey daha ama henüz onların farkında değilim. ;) 



Evinde en çok neresi seni yansıtıyor? 
Evimi çok seviyorum , hiç yardım almadan kendi zevkime göre döşedim, hayalini kurduğum gibi , her bir köşesinde emeğim var, o yüzden her yerini çok seviyorum, çok şükür.


Tasarlamayı ve üretmeyi de seviyorsun sanırım. Var mı bu konuda bir şeyler?
Evet hayaller ve dualar ve çalışmalar var bu konuda, inşallah gerçekleşirse sizlerle de paylaşacağım.


Günlük tuttuğunu okumuştum. Günlük mü blog mu?
Evet yıllardır bir alışkanlık benim için... Günümü yazmadan yatamıyorum, ama ikisinin yeri bambaşka benim için ikisini de yazmayı çok seviyorum, ikisi de geriye kalacak anılar Beno'dan, sanırım ben yazmayı seviyorum... :)


Hobilerin neler Beno?
Bir tek hobim var desem olmaz , bir çok hobinin kapısını çalmışlığım var, kiminde uzun kalıyorum kimine bakıp çıkıyorum. :) Ama bir şeylerle uğraşıyor olmayı çok seviyorum, beni rahatlatıyor. :)


Ve nedir bu Beno? İsminden kısaltma falan mı?
Beno, ismimin kısaltması diyelim aslında eşimin bana seslenişi. :) 






Bir de seni biraz daha yakından tanımak  için mini bir anket yapmaya ne dersin?





•Favori rengin?
Kahverengi ve mavinin bir kaç tonu haricindeki tüm renkler. 
•En sevdiğin gün?
Sevdiklerimin yanımda olduğu, huzurla, sağlıkla ve şükürle geçen her yeni gün.
Şu sıralar en beğendiğin sanatçı ve şarkısı? 
Ben kulağıma ve moduma iyi gelen her şarkıyı ve şarkıcıyı dinlerim ayrım yapmam. :) 
•Vazgeçemeyeceğin eşyan?
Evet belki düşkünüm eşyalara ama inanın vazgeçemeyeceğim bir eşyam yok, çünkü eşya sonuçta...
•Takip ettiğin bir dizi var mı?
Maalesef düzenli takip ettiğim dizilerim yok, televizyona çok bağımlı biri değilim.
•En sevdiğin,en rahat olduğun mekan?
Evim. :)
•Olmazsa olmazın?
Bu hayatta olmazsa olmaz diye bir şey yok maalesef, bir şey olmayabilir... Olmazsa olmazım var demek o olmazsa olmaz, olmayınca büyük hayal kırıklığı ve yıkıma uğramak demek.






Bu keyifli sohbet için teşekkürler Beno Kız.  :)

Ben teşekkür ederim, keyifli bir sohbetti...  :) 
Sevgiler Beno'danBuket 


*****


Sürc-i Lisan ettiysem affola . :)



13 Temmuz 2014 Pazar

TV'de Neler Oluyor ? -2 | ve Biraz Teşekkür :)

Akşam yazdığım postu beğenmişsiniz sanırım,çünkü mail olarak da yorum olarak da sayfa görüntülenmesi olarak da geri dönüşler muhteşem...

Sabah kalktığımda ilk işim Instagram ve bloğu kontrol etmek oldu, dediğim gibi geri dönüşler beni çok sevindirdi.

Akşam ki posta istinaden kıyı da köşe de kalmış bir iki haberim daha olduğunu gördüm ve onları da karma bir şekilde bu postta toplayayım dedim.


*****


AŞKTAN KAÇILMAZ dizisinin çekimleri başlamış. Hemen bilmeyenler için yazayım yeni sezon için Erler Film Star TV'ye yeni bir dizi hazırlıyor. 

Başrollerini Berk Oktay,Pelin Akil,Ceren Hindistan ve Çağdaş Onur Öztürk gibi güzel isimler paylaşacak.
Dizi İstanbul-Mardin arası bir aşk hikayesini anlatacak.

Yönetmen Metin Balekoğlu oldu ve kadro da yavaş yavaş oturmaya başlamış. 
Son olarak diziye Herşey Yolunda Merkez dizisinden tanıdığımız genç oyuncu Nilay Cafer dahil olmuş.

Uzun süren zevkli bir iş olsun...

***

Kanal D, yeni sezon için "Poyraz Karayel" adında yeni bir polisiye dizi hazırlıyor.


Dizide Burçin Terzioğlu ve İlker Kaleli partner olacak.


Dizi eylül ayında ekrana gelerek reyting yarışına start verecek.

***



Fox TV'nin geçtiğimiz sezon yayına başlayan Avşar FİLM imzalı gençlik dizisi Not Defteri ilginç bir gelişmeyle gündeme geldi.

13 bölümlük bir sezondan sonra, sezon finali yaparak tatile giren dizinin ani bir kararla yayından kaldırıldığı iddia ediliyor.
Oyunculardan Bağış Angigün Twitter hesabından dizinin sona erdiğini duyurdu.

Dizinin hayranları 13 bölümlük sezonun ardından dizinin Eylül ayında tekrar yayın hayatına başlayacağını bekliyordu.

İşte o tweet:



***

Yapımcılığını Aksoy Film'den Faruk AKSOY'un üstlendiği,Yasin Uslu'nun yönetmenliğini yaptığı, Pazar akşamları da sevenleriyle buluşan Show TV'nin eğlenceli gençlik dizisi "Çılgın Dersane Üniversitede" yayından kaldırılmış.



Dizi son bölümlerde reytinglerde oldukça düşüşe maruz kalmıştı.

Bunun sebebi tüm diziler tatile girerken Kanal D'nin de tatil yapmayıp yayına devam eden başka bir gençlik dizisi olan Güneşi Beklerken ile çakışması olduğunu düşünüyorum.

Konu ile ilgili dizinin yapımcısı Aksoy'un açıklaması şöyle oldu;

" SHOW TV'ye TMSF'nin haksızca el koyması sonucu bir buçuk aydır süren belirsizlik nedeniyle ÇILGIN DERSANE  yayınına üzülerek son verdik. "

Bu ani kaldırma kararı, dizinin sevenleri tarafından tepki gördü.

***

Deli topluluğu diye adlandırılacak bir dizi geliyor..


Show TV ekranlarında yeni bir dizi doğuyor ve "Otel Divane" Perşembe akşamı kapılarını izleyiciye açıyor.

***

Son olarak;

15 Temmuz sabahı Turksat'ta bulunan tüm kanallar yeni 4A uydusuna geçiyor.
Frekansları kanalların Twitter ve web adreslerinde bulabilirsiniz.

Bu da benden bilmeyenlerine dip not olsun...


******

Sürc-ü Lisan ettiysem affola... :)