19 Ekim 2014 Pazar

51. Altın Portakal Ödülleri Sahiplerini Buldu!




Bugün röportajla değil farklı bir konuyla karşınızdayım. Dün akşam kapanış galası ve ödül töreni olan 51. Altın Portakal Ödülleri yazısıyla...

Keyifli okumalar...


**********




Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle düzenlenen 51.Altın Portakal Film Festivali'nde ödüller dün akşam Antalya EXPO Center'da sahiplerini buldu.

Törenin sunuculuğunu Korhan Abay üstlendi.

Gece boyunca Türk sinemasının 100. Yılı olmasından dolayı video gösterimleri ve konuşmalar da törendeydi.




Geceye dünyaca ünlü aksiyon yıldızı Jean Claude Van Damme da katıldı, kendisine Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından "Teşekkür Plaketi" verildi. Doğum günü olan Van Damme, "Size teşekkür etmek isterim. Çünkü siz olmasaydınız ben olduğum kişi olmazdım" diyerek plaketi aldı. 

100. yıl deyince insan bir değişik duygular yaşıyor sanki değil mi?
Geceyi ve töreni izlemek çok zevkliydi. 
Tamam kabul! 
Gece boyunca güldüğüm anlarda vardı,duygulanıp titrediğim sahnelerde... Ama tören izlenilesiydi.
Video gösterimlerini çok beğendim mesela.

Vel hasıl kelam; 
Bu 100 yıl boyunca sinemaya,sinemamıza emeği geçen tüm sanatkarlarımıza ve sinemacılarımızı tebrik ederim daha uzun yıllarca sinemamızda kalmalarını ve başarılarının devamını dilerim.

Ödül alanları da tebrik etmeden olmaz, onları hep böyle göz önünde görmek isteriz. 

Diğerlerinin affına sığınarak size Nazlı Eda Noyan ve Dağhan Celayir'in yönetmenlik yaptığı kısa film Bir Fincan Türk Kahvesi'ni şiddetle tavsiye ediyorum. Sanırım ben en çok bu kısa filmin ödül almasına çok sevindim,tabi bir de En iyi Film seçilen Kuzu'ya.


İşte 51. Altın Portakal'ın o harika ödülleri ve sahipleri:

Ödül alan filmler ve sanatçılar:
En İyi Film: Kuzu (Kutluğ Ataman)
En İyi İlk Film: Erol Mintaş (Annemin Şarkısı)
En İyi Yönetmen: Onur Ünlü (İtirazım Var)
Ulusal Uzun Metraj Jüri Özel Ödülü: Oflu Hoca'yı Aramak (Levent Soyarslan), Sivas (Kaan Müjdeci)
Ulusal Uzun Metraj FİLM-YÖN En İyi Yönetmen: Ömer Uğur (Guruldayan Kalpler)
En İyi Senaryo: Onur Ünlü (İtirazım Var)
En İyi Müzik: Başar Ünder (Annemin Şarkısı)
En İyi Kadın Oyuncu: Nesrin Cavadzade (Kuzu)
En İyi Erkek Oyuncu: Serkan Keskin (İtirazım Var) - Feyyaz Duman (Annemin Şarkısı)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Vedat Özdemir (Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku)
En İyi Sanat Yönetmeni: Osman Özcan (Neden Tarkovski Olamıyorum)
En İyi Kurgu Ödülü: Yorgos Mavropsaridis (Sivas)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Nursel Köse (Kuzu)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Aziz Çapkurt (Annemin Şarkısı)
Behlül Dal Jüri Özel Ödülü: Doğan İzci (Sivas) - Sıla Lara Cantürk, Mert Taşdan (Kuzu)
Dr. Avni Tolunay Özel Ödülü: Levent Soyarslan (Oflu Hoca'yı Aramak)


SİYAD ÖDÜLÜ:
En İyi Ulusal Uzun Metraj Film: Kuzu  (Kutluğ Ataman)
En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film: Court-Mahkeme (Chaitanya Tamhane) Hindistan


İZLEYİCİ ÖDÜLÜ:
Uluslararası İzleyici Ödülü: White God-Beyaz Tanrı (Kornel Mundruczo) Macar
Ulusal İzleyici Ödülü: İyi Biri (Ayhan Sonyürek)


ULUSLARARASI UZUN METRAJ:
Uluslararası Uzun Metraj En İyi Film Ödülü: Test (Alexandr Kott) Rus


KISA FİLM:
En İyi Kısa Film Ödülü: Bir Fincan Türk Kahvesi (Nazlı Eda Noyan-Dağhan Celahir)
Özel Ödül : Jean Claude Van Damme
Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Abbas Kiarostami

**********

Sürc-ü Lisan Ettiysem Affola...



18 Ekim 2014 Cumartesi

Şehir Cazla Buluşuyor!

Her yıl, caz ruhunu şehrin dört bir yanına taşıyan, cazın ustalarından yeni seslerine birçok farklı konserle cazseverleri bir araya toplayan Akbank Caz Festivali, bu yıl 23 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında 24. kez gerçekleşiyor. 10 gün sürecek festivalde; bir Grammy ve iki Altın Küre ödüllü Jamie Cullum, rocktan caza onlarca farklı türü ustaca bir araya getiren başarılı trompetçi Ibrahim Maalouf,  “Rolling Stone” dergisi tarafından 2013 yılında “En İyi Bağımsız Sanatçı” seçilen Chet Faker, İtalyan cazının müzik dünyasına en önemli katkılarından biri olan Mario Biondi ve daha birçok önemli isim yer alıyor. 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da cazın dünyaca isimlerini ağırlayacak olan festival kapsamında Kenny Barron, Dave Holland ikisinin yanı sıra Christian McBride Trio, Leszek Moźdźer ve China Moses yer alıyor.   

23 Kasım’da Leszek Mozdzer, China Moses ve Ambrose Akinmusire konserleriyle başlayacak olan Akbank Caz Festivali’nde müzik severler festivalde özel farklı projeleri de izleme fırsatı bulacaklar. Klasik Osmanlı ve tasavvuf müziği alanlarında yapmış olduğu albümlerle dünya çapında bir bilinirliğe sahip olan Neyzen Kudsi Erguner ve “Alman cazının kuyruklu yıldızı” olarak tanımlanan piyanist Michael Wollny’nin buluştuğu konser kuşkusuz bu yılın en özel birlikteliklerinden biri olacak. Festivalin bir diğer özel buluşması ise Mehmet Uluğ Anma Gecesi. İlhan Erşahin'in ev sahipliği yapacak olduğu gecede, Türk caz dünyasının önemli isimleri Mehmet Uluğ anısına çalıyor olacaklar. 

Akbank Caz Festivali’nde festival içinde festival rüzgarını estiren, artık bir festival klasiği haline gelen “Kampüste Caz” ise 3-14 Kasım tarihleri arasında Adana, Kayseri, Ankara, Eskişehir, Edirne, Çanakkale ve İzmir’de cazın coşkusunu ve heyecanını üniversiteli gençlerle buluşturacak. Festival de konserlerin yanı sıra paneller, atölye çalışmaları ve cazlı brunch’lar yer alacak.

Festival hakkında daha detaylı bilgi almak ve tüm programı incelemek için tıklayın.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

10 Ekim 2014 Cuma

|| Men Fashion Blogger - MERT BEREKETOĞLU || Röportajı




Merhaba...
Bayram tatilinden sonra yine sizlerleyim.

Lafı fazla uzatmadan röportaj konuğuma geçmek istiyorum...


Kendisi bir Men Fashion Blogger.

Adını taşıyan bir blogun sahibi.




Açıkçası bu güne kadar kendisinin ismini duymuş değildim.
( Gerçi henüz 19 yaşında ve taze blogger sayılır. )
 Ta ki bir takipçim bana " Mert Bereketoğlu ile de bir röportaj yapar mısın? Türk ama Türkiye de değil. Erkek moda blogu yazıyor." diyene kadar. 

E merak ettim bloguna baktım. Yabancı dilde kaleme alınmış fazla değilse de göz aşinalığı olduğu  kadarıyla inceledim. Hoşuma gitti. Kendisine ulaştım,röportaj teklif ettim kabul etti. 



Röportaja geçmeden önce Mert ile yolumuzu keşistiren takipçim Buse'ye bin teşekkür. 
Bu röportaj da ona gelsin o zaman. :)



Keyifli okumalar. 



***********************


1- Önce seni biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Mert Bereketoğlu?

Merhaba!
Ben Mert Bereketoğlu, 19 yaşında, Hollanda’nın Zaandam kentinde yaşayan bir öğrenciyim. Henüz bir meslek üzerine okumuyorum ama seneye seçenek yapmak zorundayım -ki ne yapacağıma henüz karar veremiyorum. Okul dışında ek iş olarak mağazada çalışıyorum. Bunların dışında da bildiğiniz gibi blogum var!

2- Blog serüvenin nasıl başladı?

Doğruyu söylemek gerekirse sadece 4 yıllık moda geçmişim var. Bundan önce modayla hiç ilgim yoktu desem yalan söylememiş olurum.
Daha yeni yeni modayı takip etmeye başlamıştım ve bununla birlikte beni görenler iltifatlarıyla mest ediyorlardı. Yaratıcılığı seven bir insanım ve moda konusunda orijinal olmaya bayılıyorum. “Ben konuşacağıma tarzım konuşsun” diyenlerdenim ve o nedenle tarzımı yansıtan bir site aracığıyla okuyucularıma ulaşmak istedim. Bloggerlığa başlamak dileklerime uyan en iyi araçtı ve sonunda bu serüvenle yol almaya karar verdim.

3- Men Fashion Blogger olarak karşımızdasın. Bize biraz bloğunu anlatır mısın? Neler var orada?

Blogger olarak başladığımda öncelikle erkek modası ile ilgili konuları dile getiriyordum. Gündemde olan trendler, aksesuarlar ve gerekli kombinler başta olmak üzere. Kısıtlı bir kavram olduğu için sonradan kadınlara yönelikte yazmaya karar verdim. Nedeniyse,  bildiğiniz gibi, erkek modasını takip eden çok az insan var. Kadınlar bu konuda daha bilinçli ve takip sayısı otomatikman daha fazla. Okuyucularımı ve kendi bilgimi de çoğaltma amacığıyla moda kavramını kendi sayfamda genişlettirdim.




4- Başkalarıyla paylaşabilecek kadar özgün bir tarzın olduğunu nasıl fark ettin?

Az önce de bahsettiğim gibi, benim tarzımı beğenip iltifat eden çok insanlar oluyordu. Tanıdık veya tanımadık.Bu ve buna benzer konular beni çok mutlu eden şeylerdir. İltifatlar sayesinde moda konusundaki özgüvenim arttı ve bunu insanlarla paylaşacak kadar iddialı olduğumu düşünüyorum. :)

5- Modanın genel olarak bayanlara çalıştığı bilinir. Ama erkekler için de uzun yıllardır tasarımlar söz konusu. Sen bu konuda neler düşünüyorsun?

Bunun nedeni kadınların seçenek çoğaltma şansı daha yüksek olması. Genel olarak bakılınca erkekler standart smokin alıp olayı bitiriyorlar. Kadınlar ise mesela abiyenin 100.000 türlüsünü yaptırabiliyorlar.

6- Türkiye de de moda oldukça yol kat etti. Sen Türk modası ve modacıları hakkında neler söylemek istersin?

Haklarını vermek lazım. Bu konuda başarılı olmuş bir çok modacılar var. Ama genelleme yapacak olursak Türkiye de ki moda kavramını Dünya çapında yeterli bulmuyorum. Ama şimdilik! Uluslar arası modacı unvanına sahip olmak isteyip de çabalayan bir çok modacı var, Hakan Akkaya gibi. Kendisi Londra'da büro açtı mesela. Beni oldukça mutlu eden çabalar bunlar!




7- Stilini/kombinini gideceğin mekan mı belirler yoksa o an ki ruh halin mi?

Benim gardırobum genelde bir kaç renkten  oluşmaktadır ve o nedenle aşırı değişik tarzlarda bulunduğum zamanlar pek yoktur. Ama mekana uyumlu gitmem ruh halimden önemlidir açıkçası. Gideceğin yere uyumlu gitmek önemli ki şaşkın gözlerle bakmasınlar sana ;)
7/24 tarz olmak lazım!!

8- Yazılarını yazarken daha çok nelerden ilham alırsın?

Dergileri epey bir araştırıyorum ve onun dışında kendi fikirlerimi de katarak bir yazıyı oluşturuyorum. Açıkçası önceden plan yapmam ne yazacağım konusunda. Artık o an aklıma ne gelirse.





9- Moda dergilerini çok sık karıştıranlardan mısın yoksa arada bir bakanlardan mı?

Dergilere şöyle bakıyorum. Sadece fotoğraflara bakanlardanım. Yazılar beni pek ilgilendirmez. Zaten okumayı sevmiyorum :)

10- Gardırobunda olmazsa olmaz dediğin bir parça var mı?

Olmazsa olmazlarım basic parçalarımdır. Basic parçalar genelde her yerde giyilebilecek cinstendir. Basic nedir diye soranlara: sade renkte olan parçalardır, mesela siyah t-shirt gibi.

11- Peki asla almam,giymem,kullanmam dediğin bir şey var mı?

Sarı, turuncu ve pembe gibi renkleri sevmem ve o renklerden nefret ederim doğrusu. Kırmızı pantolonlar ve sarı t-shirtleri hayatta giymem mesela. Onun dışında resimli t-shirtler, aşırı kısa yüzme shortları ve aşırı kalın kış ceketlerini asla ve asla giymem!





12- "O tarz benim tarzım" dediğin bir ünlü var mı?

Komple tarz olarak beğendiğim ünlüler çok az, neredeyse yok gibi. Biraz ondan biraz bundan diye düşünüyorum. Ama yinede beğendiğim ünlüler var.
Mesela; Tarkan, Murat Boz, Kemal Doğulu ve Ece Sükan.

13- Şuan bir şansın olsa moda konusunda ne yapmak isterdin?

Moda konusuyla ilgili sevdiğim yön, styling tarafıdır. Bir kişiye özel doğru kombini oluşturmak ve neyin yakışıp yakışmayacağını belirlemek en çok istediklerimin arasındadır. O nedenle ileride Style Advisor olmak isteklerimin arasında. Şuan profesyonel alanda olmasa da arada sırada çevremdekilere stil danışmanlığı yapıyorum :)

14- Her kombinde mutlaka kullanırım dediğin bir renk var mı?

Şüphesiz siyah!
 Her renkle uyumlu olabilen nadir renklerden bir tanesi. Ayrıca vücudu zayıf gösteren bir renktir.





15- Meslek olarak da bu yolda mı ilerlemeyi düşünüyorsun yoksa herkesi şaşırtacak başka bir yolda mı?

Bu konu hakkında henüz sabit bir fikre varamadım, nedeni ise gelecekti iş bulma şansının olup olmaması. Bildiğimiz gibi moda endüstrisi oldukça zor bir alan ve iş bulmak çok zor. Aşırı derecede başarılı ve çalışkan olmalısın -ki bir yere varabilesin. Meslek olarak ne yapacağımı zaman gösterecektir :)



--- Son olarak benim unuttuğum senin söylemek istediğin bir şey var mı?

Bana bu röportaj aracığıyla kendimi tanıtma fırsatını verdiğin için ayrıca teşekkür ediyorum. Okuyucuları da sayfama davet ediyorum. Yeni yazılar ve projeler pek yakında sayfamda online olacaktır. 
Sağlıkla kalın :)


Bu keyifli sohbet için teşekkürler Mert! :)


****************************



Sürç-ü Lisan Ettiysem Affola.