Bir blogger/vlogger röportajı ile yine karşınızdayım. Fark ettim de röportajlara ne kadar da çok ara vermişim. İş ve okulu aynı anda götürmeye çalışınca sanırım üçüncü uğraş biraz zor oluyor. Ama ben yine de seviyorum blog yazmayı,röportajlar yayınlamayı. Umarım siz de severek okuyorsunuzdur. Gelen yorumlarınızı çok severek okuyorum,herkese de cevap vermeye çalışıyorum. Zaten yeni yeni duyulmaya ve takip edilmeye başlanmış bir blog olarak bu çoğalan ilgiden de oldukça memnunum ! Allah bozmasın inşallah . :)
Önerilerinizi de hiç kulak ardı etmiyorum. Hatta bir çoğu o kadar iyi fikir olarak geliyor ki kulağıma, instagram hesabımda yeni yeni başladığım röportaj dışı güncel bakım-giyim-kombin vs vs minik yazılarımı yavaş yavaş bloguma da taşımayı düşünüyorum.
Fikirlerinizi eksik etmeyin efendim! Hepsi benim için birer altın değerinde.
Şimdi gelelim post konumuza.
Yazının başında da demiştim bir blogger/vlogger olan Laçin Tenel ile röportaj gerçekleştirdik.
Röportaj yaptığım diğer insanlar gibi oda sıcaklığını ve samimiliğini benden esirgemedi sağolsun. :)
Laçin Tenel'i aranızda tanımayan yoktur herhalde. Örgü/DIY/Dikiş ve daha niceleri hakkında yazan bir blogger kendisi. Artık biliyorsunuz her yazımda bahsediyorum yoğunluktan buralara fazla gelemediğimi. Ama gelebildiğim zamanlar da mutlaka sitesine uğrayıp "acaba neler yapmış" diye bakındığım özel insanlardan Laçin. Şimdi ben istedim ki biraz daha bilgi sahibi olalım O'nun hakkında.
Hazır mısınız? :)
E, hadi o zaman alın sıcak kahvenizi/çayınızı gelin hep beraber okuyalım röportajı.
Laçin Tenel'i biraz tanıyalım mı?
Boş
oturamayan, üretmeden gün geçiremeyen biriyim.
Blogger
olmaya nasıl karar verdiniz?
2007
yılında o dönem okuduğum bloglardan da esinlenerek kendi yaptıklarımı
anlatabileceğim, sergileyebileceğim bir alan olması amacıyla yazmaya
başlamıştım. Diy projelerine yavaş yavaş "ne giydim" postları da
eklendi ve sekiz senede şimdiki halini aldı.
Bir
mimarsın. Çizim aşkı oradan mı doğdu yoksa mimarlık mı çizim aşkından doğmuştu?
Sanırım mimarlık
çizim aşkından doğmuştu. Benim için önemli olan tasarım yapabilmek. Bu bir bina
olur, bir manto olur, bir takı olur veya bir yemek olur. Hepsi benim için
üzerinde düşünülüp tasarlanması gereken şeyler. Aldığım mimarlık eğitimi biraz
da hayata bu şekilde bakmamı sağladı diyebilirim.
Diktiklerin kadar giydiklerin de beğeniliyor.
Model olarak da oldukça başarılısın. :) Belirli bir tarzın yada asla vazgeçmem
dediğin markan/markaların var mı?
Belirli
bir tarzım var ama adlandırması güç. Asla giymem dediğim şeyler var, aynı
şekilde başkasında çok beğenip kendim kullanamadığım parçalar da.
Çok
kesin markalarım yok ama tabii ki Zara, H&M, Mango, Koton gibi markaları
beğeniyorum. Yalnız dikiş bildiğim ve kumaş fiyatlarından da haberdar olduğum
için çoğu zaman piyasadaki ürünlerin kalitesine göre fiyatını yüksek buluyorum.
O yüzden kolay alışveriş yapamıyorum, çok beğenmem lazım almak için.
Fotoğraf çekimlerinde kombinlerin kadar merak
konusu. Bir çekenin var mı yoksa "kendi işimi kendim görürüm"
diyenlerden misin?
Hafta
sonları eşimi yakalayınca onunla çekim yapıyoruz ama onun dışındakiler kendi
kendime çektiklerim genelde. Yaşasın zamanlayıcı ve kumanda :)
Mimarlığı özlüyor musun?
Mimarlığı
seviyorum ama çalışma şartları maalesef çok yıpratıcı. Biraz kafama uyan bir iş
bulursam yine mimarlık yapmak istiyorum.
Anne olunca önceliklerinde mutlaka değişmiştir
ama "kesinlikle değişmedi" diyebileceğin bir şey var mı?
Öncelikler
tabii ki değişiyor ama çocuğu kendi yaşamına uydurunca hayat çok da fazla
değişmiyor. Yine istediğim yere kızımla gidebiliyorum, beraber her şeyi
yapabiliyoruz. Gerçi artık dört yaşında olduğu için çok daha kolay ama ben
doğumdan iki ay sonra da istediğim yere götürdüm. Bizim için bir engel
değildi.
Bir blog sitesinde yazmaya başladın. Peki ne
oldu da kendi alan adını alıp işi büyütmeye karar verdin?
Açıkçası öyle bir şey olmadı. :) Bana
kendi alan adım daha doğru geldi o zaman o yönde de devam ettim. Ama şu an
kendi ad-soyadımdan oluşan bir alan adı alır mıydım bilmiyorum.
Kendi
siteni kurmanın ve yönetmenin sana avantajları ve dezavantajları oldu mu?
Bir
önceki cevabımın açılımı oldu aslında bu soru. Ad-soyad dan oluşan alan adım
evet tanınmak için güzel, sokakta bir sürü insanla karşılaşıyorum bu şekilde.
Beni takip edip adımı da bildikleri için tanımak daha kolay oluyor onlar için.
Bu avantajı.
Ama
dezavantajı da var. O da iş hayatında da aynı şekilde sizi blogdan tanıyan
insanlarla karşılaşabiliyorsunuz ve iş yaşamında insanın işten farklı bir
hobi-işi olabileceğine insanlar pek alışık değil. Farklı algılanabiliyor.
Beğenerek takip ettiğin bloglar var mı? İsim
alabilir miyiz?
Çok var,
blog listeme ve instagram da takip ettiklerime bakabilirsiniz :)
Yakın
zamanda gerçekleştirmek istediğin bir proje veya anlaşma var mı?
Şu an için yok.
Yeni bloggerlara başarılarına ve tecrübelerine
dayanarak birkaç tavsiye verebilir misin?
Verebileceğim tek tavsiye henüz hiçbir şey yapmadan "spam yorum" tarzında "blogumu takip edin, beklerim" gibi şeyler yazmasınlar. Evet artık binlerce blog var ve aralarından sıyrılmak zor ama emin olun güzel şeyler yaparsanız ve biraz farklıysanız mutlaka fark edilirsiniz. Önce gerçekten blogunuzla ilgilenin, araştırın, fotoğrafların daha iyi olması için uğraşın mesela.
-- Gelelim bloggerlara özel köşemize --
-En sevdiğin şehir?
İstanbul
- En çok sevdiğin yemek?
Kıymalı pide
- Olmazsa olmaz dediğin bir şey?
Küpe
- Asla giymem dediğin bir kıyafet?
Çok mini, çok dekolte veya çok dar
kıyafetler olabilir.
- En rahat hissettiğin mekân?
Evimin Salonu
- Sinirlendiğinde/sıkıldığında yaptığın şey?
Örgü ve Dikiş
- En
sevdiğin renk?
Pempe
- En favori günün?
Pazar
------
Laçin Tenel'e Teşekkürler :)
********************************************************************
Umarım Keyifle okumuşsunuzdur. :)
Mutlu hafta sonları..
Gülnaz Aksu
Merhaba bloğunuz çok güzel sizi takibe aldım hemen. Röportaj yapmak çok farklı bir fikir olmuş tebrik ederim. Bende beklerim sevgilerle..
YanıtlaSilhttp://hayatimyolculuk.blogspot.com.tr
Güzel yorumunuz için teşekkürler. :)
Sil