Yeni bir röportajla karşınızdayım. Umarım
özlemişsinizdir. :)
Bu röportajımın konuğu Vine
fenomenlerinden Aslı Bekiroğlu. Aslında çoğunuz onu Aslı Bekiro olarak
tanıyorsunuz. Reklamlardan da hatırlayanlarınız vardır mutlaka ve tabi ki son
işi, oynadığı dizi Beni Böyle Sev’den. Hani şu Mazhar’ın mekanının şaşkın,saf
ve sevimli olan garsonu varya işte o bizim Aslı Bekiro’muz. :)
Aslında benim kendisiyle röportaj yapma sürecim biraz farklı gelişti.
Blogumda röportaj yayınladığımı bilen kuzenim Yağız kiminle röportaj yapsam
diye araştırırken imdadıma Aslı Bekiroğlu cevabı ile yetişti. Kim olduğunu nereden tanıdığımızı aslında çokta yabancı
olmadığım bir yüz olduğunu anlatınca Yağız, merak ettim bir baktım. “aa bu kız o dondurma
reklamında ki kız değil mi ya” dedim.
Meğer adı Aslı’ymış. Onun şöhreti reklam ve diziden öncelere dayanıyormuş. Vine
fenomeniymiş ve Yağız, Aslı’nın sıkı takipçilerindenmiş. :)
Hemen Aslı’nın vine videolarını izledim. Biraz twitter hesabını kontrol edeyim dedim –ki izlediğim Beni Böyle Sev dizisinin her defasında “bu kız kimdi ya” diye sorduğum Ayça’sı Aslı Bekiroğlu’ymuş. Şaşırdım.. :)
Sonrasında Aslı’ya ulaştım. Teklif yönelttim ve sevecen tavırlarıyla beni
kırmayıp kabul etti.
Ve 24 saat geçmeden cevapları göndermesiyle beni hem şaşırttı hem de
sevindirdi. Demek ki gerçekten isteyerek bu röportajı yaptı benimle. Teşekkür
ediyorum buradan bir kez daha kendisine.. :)
Çok sıcakkanlı bir kız Aslı. Umarım bir gün yüz yüze görüşüp sohbet etme
fırsatı da buluruz kendisiyle... :)
Lafı daha fazla uzatmadan Aslı’yı ve videolarını hayatıma sokan kuzenim
Yağız Yalınkılıç’a ve pek tabii röportajın esas kızı Aslı Bekiroğlu’na sonsuz
teşekkürler… Keyifli okumalar…
****************
Bana biraz kendini anlatır mısın?
Aslı Bekiroğlu kimdir?
Ben
16.11.1995 doğumlu,akrep burcu,neşeli,hayatının çoğunu 32 dişini göstererek
geçiren,ilk ve orta öğretimi Erenköy Işık'ta,lise hayatını da İtalyan Lise'sinde
geçiren, şu anda da Bahçeşehir Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde
okuyan, zamanında yüzücülük yapıp bıraktığına pişman olan ve az önce hayatında
kurduğu en uzun cümleyi kurmuş olan öyle kendi çapında bir insan evladıyım. :)
Vine serüvenin nasıl başladı?
Bir
arkadaşım gösterdi bana, daha ilk çıktığı zamanlarda. Daha fenomen kavramı bile
ortada yoktu. Ben de kendi kendime videolar çekmeye başladım. Hatta ilk vine'm
de "Pembe! Pembe!" diye yanaklarımı çekiyordum. :)
Fenomen olacağını tahmin ediyor
muydun?
Fenomen
olacağımı asla tahmin etmiyordum, -ki kendimi de bir fenomen olarak gördüğüm
pek söylenemez. 20 bin takipçisi olanın fenomen olduğu o ilk zamanlarda bir
fenomen benim "x'i yanlız bırakıyoruz." vine'ımı revine'ladı ve bir
de baktım ki takipçiler arttıkça artıyor. Ben de öyle olunca ona yönelik
videolar çekmeye başladım ve işte bugüne kadar geldiimm. :)
Bu kadar ilgi görmenin sebebi ne
olabilir?
Açıkçası
beni komik olmaktan ziyade sevimli, samimi ve içten bulduklarını
düşünüyorum.
Biz seni televizyondan da
tanıyoruz. Reklam ve diziden. Bu süreci biraz anlatır mısın?
Benim
ufacık kızken bile hayalim televizyonlarda, sinemalarda olmaktı. İlk kez bu
sene buna bu kadar yaklaştım. Çoğu kişi bilmez ama ilk Kremini, Helen Harper ve
Popkek reklamlarında oynadım. Oldukça da "sonunda tanınacağım"
kafasında olduğum için heyecanlıydım. Fakat olmadı. Dolayısıyla umutsuzlaşmaya
başlamıştım ve o sırada karşıma "vine" çıktı ve benim için hayalimin
ilk adımı atılmış oldu. Daha sonra Lera Fresca reklamları ve Beni Böyle Sev
dizisiyle hayatımda değişiklikler oldu. Şunu diyebilirim ki, televizyonda
gözüktüğü kadar kolay değilmiş. :)
Paylaşımlarından tepki aldığın
oluyor mu?
Evet
oluyor. Tavırlarımı, konuları ve hareketlerimi olabildiğince dikkatli seçmeye
çalışıyorum çünkü çok ağır eleştiriler gelebiliyor. Bazı insanlarda var ki
sadece sorun yaratmak için, dikkat çekmek için ve incitmek için kötü şeyler
yazıyorlar. Sosyal medyanın bana öğrettiği bir şey varsa o da şudur ki birçok
insanın klavyenin arkasına saklanarak yazdıkları şeyleri yüzüme söyleyecek
cesaretleri olmadığı.Dolayısıyla çok ta kafaya takmıyorum artık.
Seni yolda görüp tanıyan oluyor mu
peki?
Evet
oluyor ve sanırım asla durup fotoğraf çekilmekten sıkılmayacağım. Çok hoşuma
gidiyor. :)
İlk teklif geldiğinde neler
hissettin tepkin ne oldu?
İlk
Lera Fresca reklam tekliflerinde çok heyecanlanmıştım, çok mutluydum. Aslında
doğruyu söylemek gerekirse kendime pek güvenmiyordum. Çünkü evde, kendi kendime,
kendi telefonumla çektiğim 6-7 saniyelik videolarla bir sürü insanın önünde
koskocaman kameraya oynamak asla aynı değil. Kendimi rahat hissetmediğim
alanlarda da çok çekingenimdir ama şansıma o kadar iyi, cana yakın, güler yüzlü
insanlarla çalıştım ki kendimi rahat hissedebildim ve sonuç olarak güzel bir iş
çıkardığımızı düşünüyorum. :)
Televizyonda kendini ilk
izlediğinde tepkin ne oldu?
Televizyonda
kendimi ilk gördüğümdeki hislerimi sanırım anlatamam. Böyle, ilk avını
yakalamış bebek bir hipopotamın sevinci gibi. Tarif edilemez derecede
mutluydum. Arkadaşlarımın geri dönüşleri de hep iyi yöndeydi.
İlerisi için diyetisyen olmayı mı
düşünüyorsun yoksa oyuncu olmayı mı?
Bu
konuda kararsızım. Oyunculuğumu ilerletebilirsem o yönde ilerlemeyi tabi ki
isterim. Ama elimin altında her zaman bir başka meslek de olsun istiyorum çünkü
bu televizyon işleri hep şansla ilgili. Bu yüzden diyetisyenliği
bırakmayacağım. Ferhat Göçer gibi mesela; hem doktor, hem şarkıcı. Ben de hem
diyetisyen, hem oyuncu olabilirim. :)
Müzikle de ilgileniyormuşsun.
Öncesinde bir eğitimin var mı yoksa bu ilgi amatörce mi?
Müziğe
küçüklüğümden beri aşığım. Her tür müziği dinlemişimdir. Işık'tayken 2.sınıfta
koroya girdim ve (böbürlenmek gibi olmasın ama) 6.sınıfta korodan çıkana kadar
neredeyse her parça da solo oldum. :) 7-8
yaşlarında piyano çalmaya başladım. 10 yaşında yarı zamanlı konservatuara
başladım. Orda da arp çalmayı öğrendim ve 6 sene sonra bıraktım.
Bir gün aşkla iş arasında kalsan?
Hmm
zor bir soru geldi. :) Fikir almak için babama sordum "Aklın varsa işi
seç." dedi, annem de "Sen aptalsın biraz kesin aşk'ı seçersin"
dedi. ahahah :) Aslında işime aşık olacağım gibi politik bir cevapta
verebilirim ama bilemedim. Şuan baktığım zaman işimi seçerim gibi gözüküyor ama
kör kütük aşıksam duygularımın mantığım önüne geçeceğini biliyorum. Genelde
dışarıdan bakıldığında umursamaz biri gibi durduğumu söylerler ama aslında çok
duygusalımdır. :)
Öğrencilikten bahsedelim birde.
Nasıl gidiyor?
Çalışmayı
sevmiyorum. Son günün gecesi belki çalışıyorum, yani genelde sınavdan önceki 20
dakikada konuları ezberlemeye çalışırım -ki bunun korkunç kötü bir şey
olduğunun farkındayım. Bir konu eğer ilgimi çekmezse onu okumak bile bana
eziyet gibi geliyor. Gerçekten ilgimi çeken bir konu olduğunda ise
özveriliyimdir. İstediğim bölümde olduğum için konuların çoğu aslında ilgi
alanım içerisinde o yüzden yine eskisine göre daha iyiyim. Öğrencilik
hayatının, üniversite hayatının eğlence kısmı tabi ki tam tıkırında ve harika
geçiyor. :)
En sevdiğin dersler neler?
En
sevdiğim ders İngilizceydi, ondan da muaf oldum. :( Dil derslerini
küçüklüğümden beri severim. Onun dışında en sevdiğim ders biyoloji. Her
seferinde insan ve doğa hakkında yeni bir şeyler öğrenmek beni heyecanlandırıyor.
En sevmediğim derste kesinlikle matematik !! Ve lanet ders her konunun
içine giriyor! Hatta ufak bir anımdan bahsedeyim. Üniversitede matematik hocası
ilk ders "Kim matematikten nefret ediyor? Kim zorla, oflaya poflaya
geçti?" dedi. Hemen el kaldırdım ve bana dedi ki "O zaman sen her
ders geleceksin, en öne oturacaksın, ve tahtayı sileceksin. Karşılığında sana
finalde ekstra 10 puan vereceğim." Artık her ders tahta siliyorum. :))
Bunu yoğun istek üzerine
soruyorum. Nasıl erkeklerden hoşlanırsın? :)
Hmm
:) Fiziksel özellik olarak, yok uzun boylu olsun yok şöyle olsun yok böyle
olsun diy kriterlerim yok. Sonuçta aşk okada konar b*kada. :) B*ka konmaması
için büyük konuşmayı sevmem. :) Erkekte ilk baktığım şey bakışlarıdır.
Bakışları ilk başta beni etkilemezse zaten bir daha ağzıyla kuş tutsa
etkileyemez. Onun dışında kendine güvenmesi, özgüveni benim için çok önemli.
Dürüst olmalı. Lafını esirgememeli ve lafının arkasında durabilmeli. Çapkın
olması da hoşuma gider bazen. Çünkü herkes onu istesin ama o sadece beni
istesin derim. Benimle birlikteyken çapkınlığa tahammülüm tabi ki de yok.
Sanırım maço da seviyorum biraz. Gevşekliği, erkek tribini vs. hiç sevmem. Bir
de her kızın istediği şey, ilgi, ilgi ve ilgi. Bana önemsediğini, değer verdiğini ve sevdiğini hissettirmesi
gerekiyor. Çünkü çok zor güvenen bir insanım, çok kıskancım ve her zaman
şüphelerle doluyumdur.
Bu soruda yoğun istek üzerine
geliyoor.. Bu duru ve sade güzellik, sevimlilik nereden geliyor ? :)
Ahahah
öncelikle çok teşekkür ederim, şımartıyorsunuz. :) Annem ve babam güzeller
sanırım başka bir açıklaması yok. :) Makyaj ürünlerini çok az kullanırım.
Günlük makyajım genelde eye-liner'dan ibarettir. Her zaman doğallıktan
yanayımdır. Asla ve asla, suratımda koskoca bir sivilce bile çıksa fondöten
kullanmam. Çünkü gözenekleri kapatıyor ve bana o fondötenli surat çok sahte
geliyor. Sanki mimikleri gizliyormuş gibi. Böyle ayrı bir maske. Mezuniyetimde
bile makyöz suratımı fondötene boğduğunda eve gidip bütün suratımı yıkadım ve
klasik eyeliner'ımla gittim. :) Etrafımda da sizler gibi tatlı ve sempatik
insanlar oldukça sevimli olmamak elde değil. :)
Bu sevimli,tatlı ve sıcak sohbet için
teşekkür ederim Aslı. :)
Ben
de çok teşekkür ederim :)
Sürç-ü Lisan Ettiysem Affola..